Asılı kalınan bir zamandan söz ediyor kitaplar,
ayağımızın altından kayan; ertelenen arzudan, geri dönen tekinsizden,
pencereden izlenen metrolardan- ne alaka!-
Artık “sevdalınız komünisttir” şiirlerinin yazılmadığından,
O kadar da korkuyoruz kaybolmaklardan
Arka bahçesi ayaklanıp çürümüş dalları,
Yerlere bükülmüş merdivenler, peşi sıra iskele babaları
Damlar da akıyor
Bilirim bir manolyanın hevesli yalanıdır
Sele kapılmış, şahidi benim
Oyalı bir perdede asılı kaldım, bul beni!
Geleni hiç eksik olmaz pudra kokulu
Bir anneanne perdesine
Mandalinalara dokunan saçakları
Kan sulandırıcı tüm inatçı kalp sızılarına
Ve çocuklar koşuyor okul çıkışı
Göz göz bekliyor camlarda, ağlamaklı
O olmazsa balo salonlarının perdelerinde uçuş uçuş
Danslar Viktoryen
– hangi zaman bu- asılı mı kaldık şimdi?
Elim kalkıyor şükür o biraz esnek pervane
Sarı ışıklar yüzerken perdelerimde kalbim
Tutturmuş bir takılmak heves dalına
Ufak ufak Mahler’in medivenini tırmanırım
İçimin kuşları camlara pata pata
Dilim döner zamanın etrafına
Uzanırım surlarımı ördüğüm yastıkların yanına
Rulo kağıt bayrağım,
Dilime tövbeliyim-çünkü sevmiyorsunuz
Bir atlar var, asılı kalmışlar eyerin ucunda
Yıkmasınlar diye dua ediyorum, devletle ne alaka!
Kimse çimlerimi sulamayacak artık biliyorum
Cinli sözler oyundalar tıkır tıkır
Fındık kırdılar, kabuğunu oydular,
Ve ben uyudum sonunda
Size bir mağaranın serinliğini korkarak
Duymayı; bir bulutun mavisinin
İçimde puflayışını anlatabilmek isterdim,
Öyle üzülüyorum ki
Bütün nehirler size doğru aksın tamam; koşun ucunu kovalayın
Ben burada kemeri çıkarıp attım, koca göbeğim uyuyor kucağımda
Bir kez de kedimle gezeyim bu dünyayı,
Bir kez de gamsız
Söyleyin hangi taş kenarı yosun şıp, şıp, şıp
Bizi unutmaya asılı bıraktığınız odalarda
Ne kuş yuvaları, ne döşeme borular
Mesela ne çok tilkiler koruduk avlardan
En çok kendini avcı bilene kendisi olduk
Çünkü neyi arasın biri elinde onun tüfek
Her yer dayalı döşeli yeni
Bir kat çıkıyor manzarası bir ovanın
Bulduğuna gel diyen, yemyeşil
Bir yalnızlık çekirdeğidir bu, çıtır çıtır dilimizle oynuyoruz.

Next

kendi sesinden bir uğur aktaş şiiri, koku