(bidiesem)
I.
kutlu noeller, vali bekleyen köylüler, kavmimine sırt dönmüş üzgün peygamber
âşık olunca çirkin görünenler, tecvidi annesinden eksik öğrenenler,
sadaketimizi berberlerle sınıyoruz, yorgunluğumuzu atacak çocuğumuz da yok üstelik.
kalbinize parmak atıyorum. delilere dil çıkarıyorum. doğum sonrası kilolarınızı anarken
çorapla ve Allah’la yatağa girilemeyeceğini aslan kral yastığıma bakarken anlıyorum.
kasiyer kızlara iyi davranmalıyım. sevmek illüzyonsa özlemek betonlardan geçebilir.
yazar kasalardan romancı olmaz bunu bir yere not alma. babaannenin kanserini düşünme.
bastonuyla hiç deniz yarmışlığı olmayabilir. ama bir baston
“sana bakarken dünyanın sarsıntını önleyebilir.”
II.
böylece kıllarım dökülecek, böylece derimden kazak ipliklerim
bad romance sözler öğreneceğim. küsmene karşılık çiçeksepetini.
konuştukça birbirine yapışan dört piksel göz, iki amoled dudak
ayçiçek yağı, kurumsal kimliğiniz… ve şiir basan yayınevlerini, bilmem.
hiçbir işe yaramasam da “dikkatimi dağınık tutarım sana bakarken.”
III.
ölüden korkan o imamı kafana takma
bir otoparka Mevlana adı verildi.
V.
sizden sakladığım şeyler var
kendimden katışamadığım
n’olur beni bu kortejden atmayın.
doğmadım
beni atacak et yokmuş dünyada
doğmak ve doğrulmayı bilemediğimden
telaş ve hayvanlığımla ünlendim.
böyle bir ünü asla istemedim.
-BERF ÇAKMAKCI