“Gönülsüz pişen aş ya karın ağrıtır ya baş.”

senin kalbine giden yol 
-oradan bana yarım kilo işkence
al bu bıçak önce kazı ve temizle-
papatyaları sarıp içmek değil intihara meylim
akşam beş ve sabah dokuz arası unuttuğumuz patronlar
-dur önce bol su ile yıka kazıdığın
içimi ve yarattıklarını ıskaladığım yerleri-
falımda çıkan lam sıkıntısı
senden sakladığım birtakım erkekler
ve belki de meylettiğim kadınlar
mutluluğuna inanmadığım talih kuşu dışkıları
-altı yedi bardak suyla düdüklü tencereye at
sonra ince ince ince ince ve yine ince ince
evet piştim
kıy-

alelade bir sistemde bir şeylere inanmanın saçmalığı
küçük dünyalar ve kocaman gökyüzleri
en iyi şiiri kendisinin yazdığını düşünen cinperiler
-bir kenarda bir çay kaşığı su ile unu ez
kemiklerimin rondolanmış tozu
fildişi-
benim senin için sattığım hayaller senin
peşinden koştuğun hayallerin
özgürlüğümün doların artışına sabitlenişi
-suyuma ekle suyunu yeniden
bunu pişman olan bir insan istemez bak
çorbaya karış beş altı dakika pişelim-
ihanetler bir daha konuşulmamak üzere
aniden gelişirse makbuldür

-boşalt beni       öyle değil unut bunu
başka insanların içine boşalt beni
ve gezdir üzerime kızgın yağı-
kızan yerlerimi sana açtığım gece
gönülsüz pişen aş burada başlıyor
hikâyenin sonunda ikiyüzlülüğe yatkın burçlarla
pembe organlar kumral kıllar
nörodollar efexorlar wellbutrinler
-ezilmiş sarımsaklı sirkeyle
servise hazırım-

senin en büyük başarın işte
işkence çorbası

-fatma yeşil

Next

[şiir] ozan r. kartal’dan iki şiir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorum gönder