herkes her şeyi biliyor cız herkes her şeyi biliyor
buradan çıkmak lazım dört yanımız kurallarla çevrili
duvarlar varlar biliyorlar işte bize küçükken öğrettikleri
gusül almadan evden çıkılmaz mesela ekmek yere düşmemeli
öpüp kaldırılan ne varsa içimizde yük, babaların elleri
paranın gücünü biliyorlar ve onun etrafında dönüyorlar
taşlıyorlar kendilerinden görmedikleri her şeyi
benim canımı acıtıyor ne kadar dayanıklılar
her evin duvarında bir aile fotoğrafı, gülmeyen yüzler
mutsuzluklarını asıyorlar şevkle duvarlara her şeyi biliyorlar
cız etmiyorlar cız, bazen işte yalnız kaldıklarında
birileri ölsün de ağlayalım istiyor kadınlar
yemeğin altı tutsun ağlayalım, sular kesilsin ütü bozulsun
herkesin üstünde okula çağrılmış olmanın tedirginliği
oğlunuz zeki değil üstelik çalışmıyor
bu hayatın bazı bölümleri geçilmiyor kollar bozuk değil yorgun
bunca kabullenmekten bunca bilmekten yorgun uzuvlar
aramızda bir deniz mesafe var halkın çoğunluğuyla
herkes her şeyi biliyor cız herkes her şeyi biliyor.
her şey sınıfsaldır cız herkes hiçbir şey bilmiyor
beni herkesten ayıran şeyin ne olduğunu anlatamam
sizinle konuşurken çoğu zaman içimin sıkıldığını
bir sonraki cümlenizi bilmenin nasıl bir mengene
ve aslında fatih terim’in büyük hoca olmadığını
ve aslında ülkemizin üstünde oynanan kirli oyunlar
vatana ihanet sandığınız şeylerin vatanı sevmek olduğunu
seçim zamanları hariç sevilmediğini kürt kardeşlerimizin
bunları anlatmanın bir işe yaramadığını cız
cız içim cız, anlıyor musun bunu
aynı dili konuştuğum kimse kalmadı dediğimde gülmüştünüz
lanet olsun! keşke fakir olsaydım, daha çok hakkım olurdu isyana
çıkıp bağırmaya korktuğumu dayak yemekten korktuğumu
fitrelerinizin zekatlarınızın kendinizi kandırmak olduğunu
topladığınız plastik kapakların, geri dönüşüm kutularının
eskiyen giysilerinizi düzenli aralıklarla,
iyi insan olduğunuzu sandığınız anların aslında egonuzu
her şey sınıfsaldır cız herkes hiçbir şey bilmiyor
her şey gider cız bir tek biz kalırız burada
babalar gider, anneler gider, sevgililer zaten gider
okullar karneler sevdiğimiz öğretmenler dayak yediğimiz müdürler
dostlarımız gider cız yabancı kalırız bir zaman sonra
otobüsler gelmez -trenler vaktinde kalkar bunu biliyoruz-
bir düzen var ya hani cız herkesin bildiği şu an ki düzen
o bozulsun istiyorum zaten olmayan huzurumuz kaçsın
birisinin yüzüne sen geri zekalısın demek istiyorum
bu halde olmamızın sebebi sensin, ayna bulmam lazım
memnun olmamaktan sıkıldım bu insanların hala milli maçlarla
hala asker uğurlamalarıyla -sanki patates soymayacakmışız gibi-
bana kızacaklar şimdi cız beni bırakma
akülü arabaya bindirilen sokak çocukları geliyor aklıma
çoğumuzun çocukluğu; duvarda asılı fotoğraf vardı ya
orada kaldı cız annemizin kucağında bir anlığına
her şey gider cız bir tek biz kalırız burda.
her şeye lanet olsun cız en çok farkında olmaya.