sevgilim, sevgilim sonu var aşkımızın
işi bilen şarkıların söylediği gibi
dolandırıcıların öngörüsü de bu yönde
nedendir anlamadığım bir sokak köpeğinin
durup aniden geldiği yöne attığı koşu da
biliyor bunu
içe çekilirken evren hızla büzüşerek yarına sarkıyor etimiz
neye yarar o anda seni kucaklayıp öpmek
ya da gelecek güzel günlerdeki birkaç mutluluk veren borçtan
ya da diyelim bedbaht birilerine yardım etmekten bahsetmek
sonuçta hep bir yatakta kendi köşemizde özdeliliğimizde
yastığa kustuğumuz içimizden çıkan hayaletlerle uyuyoruz
farkında mısın sonu var aşkımızın
birilerinin bağırıp çağırdığını duyuyorum
yok olmaktan öyle korkuyor ki herkes kimse bunu konuşmuyor
hoş, bir işe yarar mıydı bilmem ikiyüzyirmiyle gitmekte olan
bir arabada kah yarından kah nostaljiden bahsetsem
durup poz kessem yine birileri sana söylediğim
bu cümleleri paylaşır diye
veya durup beklesem tıkanık bir aşkın tortusunu
bir yerlerde açmaya yarar mı bu şiirden birkaç dize
iştah ne karşı konulmaz bir tanrıymış
ölmekte olan bir adamın komposto içirilen hastane odasında
bir daha bir daha deyişinden anladığım
hiç bitmesin istiyor insan, bak bu tavır hayata
bir çocuklarda bir ölüngenlerde bir de âşıklarda
sevgilim ama biliyor musun sonu var
ona rağmen durmadan üflüyorsun camın içine
dünyayı yaratmaya çalışan bir cüret mi bu yoksa gaflet
hiç bu çağa uygun olmayan yazım tarzları denemekle
eskide kalmış nelerin ruhunu geri getirebilirim bense
durmadan üflüyorum harflerin içine
her şeye yeni bir şekil verebilseydim belki
çöpe giden saç tellerimle elim titremeseydi
kırıntı kırıntı sonu var böyle şeylerin ne yapalım
vuruyor dalgalar kıyıya ve götürüyor ufalanan kumsalı
sana bakıp bakıp ayarlıyorum kol saatimi o zaman
kocaman bir dalga tek seferde görsün diye işimi
sevgilim böyle yan yana durdukça
farkında mısın her gün daha fazla yerçekimi
– Kaan Koç