I
gençliğimiz –boynuna tül sarılmış bakireler demem o kadar erkek olmadım-
bu aralar hiç de sağlam olmayan masalarda
kıytırık köşebaşlarından alınmış ucuz sigara içiyor
onlar ne yapsa durduk yere:
dersi ekip sırayla birbirlerine taşmış ojeler sürseler
lan biz yetişkin miyiz şimdi diye sorsalar halısız salonda
niye kıvranırlar biliyorum onlar da gurur duyduğumu biliyorlar
babaları bu üç çocuğu yalnız kabuslarında kovalar
sanırım uyanıkken pek yürekleri yetmiyor
haftaiçleri, aramızda bir sözmüş güya
akdenizi paylaşırız şimdiye kadar neler neler paylaşılmıştır
biz bir denizi seçeriz zaten paylaşılmış bir suyu
dönüp dolaşıp
her şey benimle aynı yaşa gelecek, üstüme küçülecek korkusu
II
ne göğümde işaret var
ne ellerim dudaklarım olması gereken yerde
sanki onları kafana sokamamışım o akşamüstü, son okul dönemim başlamadan.
sen boşver oyunu kazanmama yardım et geçen seferki gibi
sor artık bildiklerini eğik suratımı güldür sor da
kedi alalım bilmediklerimizi o bulsun
ısırganı tanırsın keşke adın daha güzel olsaydı sayıklamasını tanımazsın
ben, mavi kaselerde gürcü şarkılarda yaşlı adamlar olup karşıma çıkan
benimle o ağızdan konuşan oğlanı sayıklıyorum
çenesine kadar kıvırları var soldan ayrılmış
sarnışalım bari. seninle hiç sarnışmadık
III
her bebek konuşacak gibi
her bebek onunla konuşacak gibi kucağına koşuyor
ben tekrar onu okuyorum yüzünü ezberliyorum
niçin bunu isteriz vakti değilken yanar tutuşuruz bir şeyleri mahvetmeye
o kulağıma takılı bir çiçeğe gömer kendini
zaten nedir ki bize mevsimin yaz oluvermesi habersiz
daha ne getirecekti de avcumuza bırakacaktı uykusunu almış topraktan başka
IV
dağ nereden bilir ben nereden bulurum
mutfağımızdaki kadınların aşka muhtaç olduğunu
en çok da bu yüzden geçme benden iyice çakırlaşmış bir dağken
söz artık kaçmak için parmaklarımı kanatmayacağım.
-Esra Asar