imkân: bir palamut yüzerek genişletebilir denizi
imkân: yağ gibi kaysın isterim fermuarım
ben beline bastırınca eşit cinsimiz / cinlerimiz eşit
senden ağzıma düşen tek tüy her zaman bir girdap başlatır
yüksel şişsin etin / biraz borcun olsun öderiz
yüksel denizdeymiş gibi uçsun gövden hem zürriyetin
bir miyiz bakalım, ahmed miyiz değil miyiz bu yatakta
unut soyunu sopunu / dağım var benim
gördün mü dağımı
karşıdan karşıya geçen bir çocuk çıkmayacak bizden
bizi kim ciddiye alır / ses çıkarmak için ne giymek gerekir
sağlam bir depremde bir göçük saklayabilir bizi
ama molozlar kalkınca bu halde bulunacağız
sedyemizi bile ittirmezler
hızla sürülen sedyeler neyin altını çizer
biraz daha yaşasaydım / bıyık bırakacak kadar
dengemi sağlayacak bir bıyık / sağdan sola, soldan sağa
düze çıkacak / bir işe girecek / işten kovulacak kadar bıyık
ülkem şeytanım benim / ne kolaymış mahvolmak
incil var tevrat var hepsini okuduk bak
protestan var müslüman var yattık hepsiyle yuhh
metropoller çekti kanımı uzun uzun şehirler
ülkem şeytanım benim / burada çok bekledim
nasıl fazla gelirse bir eve eski bir bardak
nasıl uzun sürerse bir bardaktan bile vazgeçmek
sen kutlanacak bir şeydin günde iki kere
sırtından aşağı kaynaklar dökülsün
kapsüllü bir böceğin ustalığı yeniden yaratır yuvasını
balık, kılçığıyla beraber bir toplam
sen kemiklerin kırılsa da varsın / hiç olmasa da kemiklerin
başıma geldi / bir saksı vazgeçti içindekinden
her şey birbirini emer ve vazgeçer böyle
bunlar şimdi sana ne anlatıyor
koltukaltında pudra tadı ne iyi yüksel
küpem çeneni kesmiş, çıkar kendine tak yüksel
biz kurtarılacak bir şey olarak varız dünyada
biz üstünden geçilecek bir şey kolayca
neye benzedik böyle çarpışırken
daha ne benzer bize güzel bir düşmandan başka
düşmanlara benze / düşmanım ol / düşman gibi yüksel
ya fazla türk ya hazır devletsiz kalmaya
ya şimdi bağır ya kırmızı şerit sokağın başına
devletlüm, bileklerimi tut, gözlerini kapat
boşalan bir adam, en yakın şeydir teslim olmaya*
Ocean Vuong*
-Oğulcan Kütük