Sular donar.
sular donsun için gelir kış.
gelir kış, gitmez.
gitmez soğuktur korkusu Ademoğlunun.
aldım ucuca ekledim sizi: bir sonsuz.
eskiyen çocuklar süreğenliği: bir başka sonsuz.
Bütün taşları ellerimle dizdim.
tek tek dizdim. getirdim koydum:
çocuklar evlenirse taşları
yan bahçeye de taşları
torunlar koşuşur taşları
Bizi birbirimize bağlar
ne olmadığımız.
konuşurdan, gösterirden korkan yüce soy
siz büyüdünüz, kanın adını andınız.
Bir sarmal orada durur.
durur sarmal. değişmez.
açılmaz. büyümez.
Kara bakıp gittiler.
Onlar, evdekiler.
budununuz olmaz, az demeye
samansızlığa hayvanlarıyla
üç evin gözüne sokup bir ölüyü
daha büyük kapı örüp gittiler.
öteyi örttüler. çivilediler. nehri beklediler.
şekil alırlıkları çevrildi, başka olmadı.
uzadı, yürüdü devinim bilmem kaçıncı dördünde.
dikildiler. devrildiler. kurudular.
Beni onlar buldu, ben bulmadım.
toprağı kazacak dermanları yoktu: kazdım.
kollarımız, ayaklarımız var dediler: tuttum.
kızlarımız var dediler: soydum.
ıslaktan teneşirlere yorganlarla
baktım, gece rüzgarında ottular.
baktım, kamaştılar.
– Ezgi Şimşek