“’Khruangbin – Cómo Me Quieres,’ dinlerken”
burnumu ve kalbimi kurcalarken
engelli hesaplardan nevresimsiz bakıyorum bot gözlerimle
bir imâ yolu var mı bir iman yolu yok
sendin günaşırı parmakları sabah önlüklerine katlayan
sendin kızana kuma gelmiş babayı kıskançlığından sakınıp
her bölünmesinde elde daha az hafiflik kalmasın diye
koynunda uyuturdun bir hayvandı tüy dökerdi kucaklarına
işte biraz da kendinden hep ayrı olan
yürütme organları ve baroları sonlayan
idareli dil kullanımında emoji yüzümle
sustum çünkü susmak ağzıydı gözlerin
Abdurrahman Dilipak’la kenevir arasında
bir gül mü o zonklayan fermuarla yüz arasında
gerinmişken küvet kollarım bornoz saçlarım
yanındayken etimin gevşediğini o gün anladım
yoksa ben de mi yoksa Ali’nin soyundanım
gezgin bir ibadethaneydin yanından ayrılamadığım
ilk inananlardanım sana ilk kerametine şahit olanım
Ebû Cehil’i ve islami feminizmi laf arasında anmasam
inan ben de yapmazdım birinci tekilden sana kaymazdım
çöp kontynerinin yanından geçmiyorum
işkembeleri olduğu gibi atmışlar.
-BERF ÇAKMAKCI