Uzam. Dikenleri topladı evciliğe. Bindalında kınalandı gül. Yolun sonu öbek. Uzak köy, şol tepede asırlık çam. Söğüt gölgesine düşen gün batımları, dağınık keşişler altında. Kıvrımları dolaşıp hasretiyle kuyunun, deliksiz yılan. Tıs. Zehirli tutulma. İzni var çoban yıldızının. Pencereler sıralı. Gökteki dev ayna. Aksim tavus kuşu. Nereden? Bu ayakta tutma kuvveti. Yazıyla arası tura. Bir kesik söz, eksik cümlecik. Açı. Kanayan milyonlarca ağız. İletişemiyoruz mahkeme bey. Sözümüz içeri, çekirdeğine atomun. Göbek deliğimde annem. Tin tin çan. Kaçkın, dar. Yaş aldıkça bollaşan insan. Ağaç sığar mı kovuğa? Demek ahşap, demek kumaş, demek cepsizlik. Hepsi kovuk, hiçbiri kovuk. Hiç.

Gönül Demircioğlu

Next

[şiir] Bulunduğum Yere Uzaktan | enes özel

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorum gönder