Ali Yoksuz’a

lanetlenmiş bir kış günüydü
karsızdık.
kar bizden güzelliğini esirgeyince
büyüsünü yitirdi kent
zaman alışılageldik ritmini bıraktı,
zamklıkta ısrar etti,
ağır, sevimsiz oldu her şey
günler, geceler zalimce uzadı
haftalar, aylar, üçaylar, dörtaylar,
beşaylar hep kambur, ihtiyar.

ben sonra kanatlıları çağırdım
“bezm-i elesttir bu, gelin” dedim
lanetlenmiş bir kış günüydü,
hepsi geldi tünedi kayalıklara
“ben sizin sahibiniz değil miyim?”
diye sorduğumda
“evet” dediler,
aralarında ayrıksı yoktu.
kumrular, kargalar, kırlangıçlar,
mavi ispinozlar, Hint bülbülleri, sakalar,
martılar, leylekler, papağanlar, sığırcıklar,
hepsinin gözlerinde sonsuz itaat,
“vakit geldi” dediğimde
kanat çırptılar mutlulukla.

şimdi sana doğru
durgun sulardan coşkun sulara
sığlıkların ve derinliklerin üzerinden
bizi ayıran iki denizden
geçiyorlar
koşauçuyorlar hepsi
kursakları büyüyor, telaşlı
kanatları kararlı, pür acele, bir
Boeing hızında
erişiyorlar nihayet
güzel parmak uçlarına.





Next

[şiir] eşik çocuk | sinan özdemir

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorum gönder