çatışmayı yoksunluk çoraplarımla yürüyorum:
sokakta kedi fenomenle boğuşurken
ona yöneltilen yersiz sevinçten habersiz

köşeyi dönmek
doğar doğmaz icat edilmeyi gerektiriyor
dünyalıların bakışları ve mühendisliğiyle
senkronize hareketlerini taklit ederek dünyalıların
kış uykusundan uyandığın mağaranın karnından
durup manzarayı seyretmenin
anlamla kafa karıştırmanın yasak olduğu
standardizasyon dağlarına tutunarak:
formel doğanın kullanma kılavuzunda
o taşra teşkilatının örnek vatandaşı
meclis oylamasında kabul edilen yasa tasarısının
ve valeye anahtarı uzatan elin sahibi

çatışma işimize yaramadı:
antik yunan’dan beri aynı şeyler
başka biri olmamız lazım

doğa ötesi sektörde istihdam problemi
ilgilendirmiyor orman işçilerini
çalışana bahşiş vermemek için nakit taşımamayı
şube müdürü kombinliler
sığla ve sedir ağacı maketleriyle talep ediyor
küresel ısınmaya ve sufi terapiye karşı

köşeyi dönseydin
üst kompartımana kabul töreni:
bir umut etme maskesi
bir empati kurulabilirlik belgesi cins kedilerle
bir de buralı olduğuna dair paratorluk nişanı
o zaman hıdırellez gecesi
kendi kuantumunu çizmene
emtiadan değersiz olimpiyat madalyasıyla
kadife bir öpücük satın almana sevgiliye
izin verirlerdi
hayal dünyana giriş vizesi veren
gezegenin performans şakşakçısı
konsolosluk memurları

çatışma işimize yaramadı:
antik yunan’dan beri aynı şeyler
başka biri olmamız lazım

artık seni övecek neşeden yoksunum
sınırları korumayı öğrendiğimiz koşullanma
saçların ağarmasıyla mekanikleşiyor

soran olursa çatışmaya
fosforlu bir açıklama uyduruyor
iki karpuzla sığamadığım göksel koltuktan
ayaklarımı merküre karşı uzatıyorum
“ben ne güzel işerim merküre karşı”

yoksunluk çoraplarımı giyiyorum
sokağa taşan yorgunluğuma sarılarak
leblebi gibi kulağımda seken rhyme
ve kurukahveci mehmet efendi eşliğinde
oluşun ritmi için bozuluştan aldığım ilham
highlevel bir istikbali tenzih makamından
kararan göğün bahşettiği dalgınlıkla
aşağı sarkıyor

beni durduran kırmızı ışığa dahi hamd ederken
yoksunluk çoraplarımla yürüyorum

çatışma işimize yaramadı:
antik yunan’dan beri aynı şeyler
başka biri olmamız lazım

Next

[söyleşi] hayriye ünal ile “Annem Bir Kraliçe” üzerine | yusuf koşal

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorum gönder