ozan r. kartal

“nos ergo diligamus quoniam Deus prior dilexit nos”
yuhanna 4:19

dilim birdi söylediklerim birden büyüktü
gözüm ikiydi gördüklerim sadece bir
onu aldım bir köşeye mıhladım
daldın dediler hala yüzeydeydim
örf-ü türkten uzaklaştım kapım çaldı
açtım kapı boştu dedim tuz ölçelim
kapılara nal astım dedim belki koşarlar
nalları da çivileri de elimizde bıraktı
hayvansal bazı kalsiyumsuzluk hali
kurbağa kesmek istemedim
buğday hiç benlik değil
kalemler kılıkçtan kesk-
şairler bakkaldan fakir

yürüdüm yolları yol bitince unuttum
annem mahallesi babam sokak
dibinde motorsiklet olan bina
sağda tek solda çift sayılar
tamamiyle zıttı veya
ama terör bitmedi yirmibirinci yüzyıl oldu
ısparta daha ucuzmuş
değişti öğretmen ikametgahları
file çorap görme hırsı ve yaş hormonu
çantayla girildi meydandaki markete
haram-helal gözü henüz açılmadı delikanlıların
arkadaşımdı hatta evlatları vardı
bazıları mapustaydı mektup yollamazdı
bazıları eve bir poşet spreyli otla gitti
pembe evi unuttuk biz pembe ev dönerci oldu
açılacak gözleriniz
bizimkiler açıldı
erkeğe de kadına benzemeyenler
bir şeye benzemese de olurdu
veya insan köşelerindeki karartılar
kalsaydı bir değişiklik sayılmazdı

doğmayan yoktu doğurmayan da
bağlıydı ve büyük bir su içindeydi herkes
poşete 25kr alan bu zalim hükümet
hüseyinin kafası kesilirken nerdeydi
ne zaman su istersen getirirdim ben
ve seni yakmazdım sigara içmediğin takdirde
tc kimlik verseydin şirket kurmazdım
cilt noğyu curt noğyu ezberden sayardım
ben her insanı memeuçları var diye sayardım
başparmağım ve işaret parmağımı birbirine
ateş yakar gibi sürttüğümde
ortaya çıkan kutsal veba bende hiç yoktu
felsefem ketçaplı felsefeydi
sokağa mentolsüz ve muştasız çıkmazdım
dedektörde öttü muşta hükümete teslim ettim
topluma kitleler halinde fesupanallah çektirdim

ırak’ta on yılda bir milyon kişi ölmüş
son on yılda ben tam on yaş gelişme kaydettim
on yıl sonra son on yıla dair
bir havadis verebilecek miyim?
içimde bir yerlerdeydi spinoza ve ulus
soru işareti gibi kıvrılırdım
verdiğim ilk poz da böyleydi
sonra birkaç ay bekleyip süt emmeye başladım
büyüdüm tabağımda lokma bırakmadım
ne bulursam yedim, bağcık bağlamayı öğrendim
abeceyi bilirdim bu yüzden çok fazla dayak yedim
sordum bir ben mi çorba bırakmam kâsede?
veya
tabağında pirinç bırakana müsrif mi denir dönek mi?

bana kitaplar inerdi ama kutsal değer taşımazdı
taşısa da zaten çok fazla kişi okumazdı
uçtuğuma inanmayanlar konduğumu görse
zaten buradaydı derlerdi
alt sokaktan yaşlı adam mesaide parmağını
prese sıkıştırdı parmak marmak kalmadı
bütün mahalle sigorta dedi
acıdığını bilmedi
can acısında yaş kriteri yoktu
ağlamakta cinsiyet kriteri
herkes kestirme yolları öğrendi
kireçli ağaca karınca çıkmadı
tavuklar bile uçtu
polisler onur neymiş ilk defa tattı
ben geçen yaz ilk defa ananas tattım
kokonat içtim ve avokado ezdim
mıcırlı viraja girdim motorla ayağı ezdim
param yoktu borç aldım borç parayı ezdim

Next

sol elimle sigara yakamam | ozan r. kartal